Hadi Bakalım

Bir süredir tiyatroya gidemiyorum o yüzden sevdiğim dizileri yazmaya karar verdim çünkü şu hayatta kafamı dağıtmak için en güzel yollardan biri dizi izlemek. Buna da en sevdiğim dizi ile başlamak istedim                           Hastalıkta sağlıkta, iyi günde kötü günde, yoksullukta bollukta izlenecek dizidir benim için Friends. Tam dediğim gibi kötü bir dönemde bir ayrılık sonrası izlemeye başladım ve beni o kötü ayrılıktan bu dizi kurtardı :D 

Bu kitap upuzun bir yolculuk gibi oldu benim için çünkü dile kolay sonundaki eklerle birlikte 700 sayfa civarı. Kitabın yazarını instagramdan bir arkadaşım önermişti ve  bu kitabını yabancı hesaplarda defalarca gördüm ama tabi ki ben kitabı almak istediğimde her yerde baskısı tükenmişti( var benim öyle bir şansım istediğim kitaplar hep tükenmiş oluyor).

Bayağıdır evde ot gibi yaşadığım için buralara yazmıyordum sebebi de Aykut öyle bir kitap yazmış ki para harcarken vicdan azabı çekiyorsunuz hal böyle olunca kendinizi eve kapatıyorsunuz aslında başka bir kitabı yazmak için girmiştim ama Aykut'u yazalım ona başlamışken. Aykut Oğut'u bir çok kişi Evrenden Torpilim Var kitabı ile duymuştur kitabı okuyanlar da hayat hikayesini bilir burada anlatmayacağım

Tiyatronun alışkanlık yaptığı noktaya gelmiş bulunuyorum. Oyuncuların canlı performansını izlemek kesinlikle daha eğlenceli ve daha doğal. Efektlerle şişirilmiş milyon tane film zaten  elimizin altında neyse konumuza dönelim. Son izlediğim oyun Son Tango oyununda Arjantin'de cunta dönemimde Maria ve Pedro'nun aşklarını ve dönemin olaylarının buna etkisi anlatılır.

Haftasonu geldiğine göre pc başına kurulup bu haftaki oyun hakkındaki görüşlerimi yazabilirim. Bildiğin çakma eleştirmen oldum ama yapacak bir şey yok istemeyen okumaz. Müfettişler prömiyerini 4 Kasım tarihinde Küçük Tiyatro'da yaptı. Melih Cevdet Anday'ın yazdığı oyun , yazarın doğumunun 100. yılı olması sebebiyle sahnelenmiş.

Allahım Allahım saat ne ara dokuz buçuk oldu ben eve geleli ne ara iki buçuk saat oldu yok yok olamaz filmlerdeki gibi zaman kayması yaşıyorum sanırım yemek yiyip kitap okudum hiç bişi yapmadım ben ne ara bitti gün daha ben bir de bu gece erken yatayım yarın kalkarken zorlanmayım diyordum.

Hiç planlamamışken başka bir oyuna aldığımız bilet teknik arızadan dolayı Yeşilçam'a çevrildi. İyi ki öyle olmuş oyun beklediğimden çok daha iyiydi. Bir adamın aşık olduğu film artistine ulaşmak için film çekmeye karar vermesi ve üstüne de ihtilal yaşanması ile bunla yaşanan olaylar komik bir dil ile anlatılmış.

Bıktım! Her gün bir birinin aynısı ve bunun uçsuz bucaksız süreceğini düşünmek olayı daha da kötü yapıyor. Yat kalk işe git gel kitap oku instagrama bak üst katta yemek ye starbucksdan kahve iç armada da alışveriş yap maaş yatınca başa dön. 4 senedir böyle.

Açıkçası ben sevmedim öncelikle Alacakaranlık'ı tekrar okuyor gibi hissettim evet konu olarak alakaları yok ama yine kadın bir yazar bütün kızların aşık olacağı muhteşem bir erkek karakter yaratmış.

90 ya da öncesi bir kuşaktansanız bilirsiniz biz bir dönemi karate ve kung fu filmleri ile geçirdik Jackie Chan, Bruce Lee, Karate Kid az mı izledik tuğla kırma sahneleri ,çekirgeleri filan. O filmlerde hep dövüşmeyi öğrenmek isteyene önce bir ton şey yaptırırlar cam sildirirler, ev süpürtürler saldırganca dövüşmeden önce sakin ve barışçıl davranıp sonra kendini savunmayı öğretirler . Niye mi bunları anlattım bu kitap tam da öyle de ondan.

Hafta içi suyun altındaymış gibi geçiyor nefesimi tutmuş kendimi sıkıyorum ne zamanki haftasonu oluyor o zaman kafamı sudan çıkartıp nefes alıyorum. Cumartesi sabahı hava nasıl nasıl olursa olsun aydınlık ve güzel bir güne uyanır gibi uyanıyorum

"Belki bir oyun hayatını değiştirir" Tiyatro sezonu bizim için güzel başladı. Grönholm Methodu keyifle izlediğimiz, çokca güldüğümüz, bir dakika bile sıkılmadığımız, dinamik, orjinal ve güzel bir oyun olmuş.

Blog mu açmak istiyorsunuz kararsız mısınız ya da benim gibi açtınız ama ehliyeti alıp trafiğe çıkmaya korkan biri gibi kendi köşenizde mi oturuyorsunuz?  O zaman bu kitabı mutlaka okuyun. Uzun zamandır blog konusunda kendime güvenim yoktu ve kendime için güvenmek o konu hakkında bilgi edinmeliydim o yüzden bu kitabı seçtim.

Bu sene sezondaki tüm oyunlara gitmeyi planlıyoruz. O yüzden blogda gittiğim oyunlardan bahsetmek istedim. 6 Ekim'de Ankara Cüneyt Gökçer Sahnesi'nde prömiyerine yapan bu oyun ile tiyatro sezonunu açtık. Konusu İngiltere'deki bir taşra kasabasına gelen iki dolandırıcı para için kasabanın zenginlerini kendilerine aşık etmeyi denerken yaşadıkları anlatılıyor.Konu hakkında daha

Birinin emek harcayıp günlerce aylarca uğraşıp ortaya koyduğu bir kitabı eleştirmek hoşuma gitmiyor ama olmamış. Başlarda sanki günlük okuyor gibi hissettim

Bu tatil bana yaramadı mezardan kalkmış gibi hissediyorum kolumu kaldırcak halim yok saçı başı dağıtıp işe gidiyorum hava da bana inat nasıl yağmurlu nasıl gri

Dedim ya bu sıralar bir kitaptan diğerine atlıyorum. Kitabın kapağı biraz ürkütücü nedir bu korku sektörünün küçük kızlarla alıp veremediği anlamadım.

Çanakkale gezisine çıkmadan önce internette biraz araştırma yaptım ve doğru düzgün bir gezi yazısı bulamadım olanlarda da gerekli bilgileri bulamadım o yüzden oturdum bilgisayarın başına benim gibi araştırma yapacaklar için bir iki işe yarar bilgi yazmaya karar verdim inşallah işinize yarar:) İşe yarar bilgilerin yanında da bolca yazmışım upuzun bir yazı olmuş ama yeni oluşuma verin artık.

Son zamanlarda okuduğum en iyi kitap!!! Son zamanlar da çok kitap okuduğum düşünülürse bu bayağ iyi olduğunu gösteriyor bence.

Daha mutlu olamam bu akşam :)) evet şu an param yok daha eve gitmemiş çalışıyor olabilirim ama o kadar huzurluyum ki

Cemre düştü bahar geldi yeni başlangıçlar yapıyoruz oley moduna girildi herkeste bir gaz bir sevinç bir yerinde duramamalar. Noldu ben anlamadım gene bende sıkıntı var benim hayatım

sabahları hareket etmek ne kadar zor . yatay olarak devam etmek istiyorum hayata hava kararana kadar. Hele bu sabah kahve içip yürüdüm dışarda buuuz gibi havada gene de bacaklarım hareket etmeye karşı geliyor.

işin en gıcığı çok kızmışken hiç kızmamış gibi yapmak

Mp3 çalarımı buldum geçen, bayağıdır karşılaşmıyorduk kendisiyle. Küçük bir odanın içine 20 küsür yıllık bir hayatı tıkınca ister istemez eşyalarla arada sırada karşılaşıyorsun tabi. Hiç hazetmiyorum ben bu mp3 çalardan eskisi yuvarlak gümüş renginde kendi halindeydi. Bunun görünüşüne canlı pembe rengine kanıp aldım ama almaz olaydım boşa para vermişim.