Kayıtlar

Gulyabani Tiyatro Oyunu

2019-2020 tiyatro sezonunun ikinci oyunu olarak Gulyabani'yi tercih ettim. Listede görür görmez mutlu oldum çünkü kısa süre önce kitabını okuyup çok sevmiştim. Evet Gulyabani deyince hepimizin aklına Süt Kardeşler filmi gelir ama kitabı filminden biraz farklıdır. Biri diğerinden daha iyi diyemeyeceğim, şahsen ikisininde kendine ait eğlenceli, güzel yanları var. Hüseyin Rahmi Gürpınar

Kapan (Sleuth) Tiyatro Oyunu

Tekrar  merhaba:), Çok uzun bir zamandır yazmıyordum ve tekrar yazmak istedim çünkü blogu merak edip bir baktığımda beklediğimden daha fazla insanın blogumu görüntülediğini gördüm, özellikle tiyatro oyunları hakkındaki yazılarım en çok görüntülemeyi alanlar.  O yüzden bu sezon kendimi topladım ve hem olabildiğince çok oyuna gitmeyi hem de gittiğim oyunlar hakkındaki düşüncelerimi buraya tekrar yazmaya karar verdim. O zaman başlıyoruz. Anthony Shaffer tarafından 1970 yılında yazılan Kapan, Broadway'de sahnelenmesinin ardından En iyi oyun Tony ödülünü almıştır. Ayrıca 1972'de sinemaya da uyarlanmıştır. Konusu soylu ve zengin bir İngiliz yazarın , karısının sevgilisi olan orta halli İtalyan bir turizmciyi evine daveti ile başlayan ego savaşıdır.

Life is life

Resim
Basit şeylerden keyif alarak yaşayacaksın hayatı Tertemiz çarşaflarla yatıp pencereden hafif esen rüzgarla uyuyarak Sabahları uzun uzun telaşsız kahvaltı yaparak

Kim ki Bu TED

Resim
Bir kitapçının raflarında "TED Gibi Konuş" kitabının gördüğümde açıkçası aklıma gelen ilk soru bu oldu. Hiç kitabın arkasına bakmaya tenezzül etmediğim için de uzun bir süre Ted diye bir adam var iyi konuşmalar yapıyor sanırım şimdi de insanlara onun gibi nasıl konuşacağı  öğretiliyor diye de saçma bir mantık yürüttüm. Sosyal medyamız sağolsun popüler her şeyi gözümüze soktuğu için kitabı sık sık görmeye başladım. Hatta biri sürekli kendi TED konuşmasından parçalar koyunca en sonunda dedim yetet kim bu Ted? TED(technology, entertainment, design) aslında teknoloji, eğlence, dizayn kelimelerinin birleşimi olur da benim gibi geç öğrenenler varsa diye belirtmek istedim. 1984'te bir defalık yapılan TED konferansı 6 yıl sonra tekrarlanık sonra her yıl sürekli hale geldi giderek gelişti. Buralarda yapılan konuşmalar bir internet sitesine taşındığında binlerce, milyonlarca insan bu konuşmaları izlemeye başladılar. Bu TED konuşmalarını izlemek istiyordum ama açıkçası nerde

Kendime notlar

Resim
Bahar geldiğinden midir nedir içimde acayip bir değişim isteği var. Üzerimdeki şu hantallıktan silkinip kendimi bir yenileme ihtiyacındayım. Hoş havalar inatla gri ve yağmurluyken benim burada bahar geldi doğa ana tekrar başlıyor yaşasııın demem biraz garip oldu ama olsun oraları karıştırmayalım sonuç olarak nisana 3-5 gün kaldı kazma küreğimizi yaktık, ağaçlar çiçek açtı , böcekler çıktı bla bla dünya yeniden doğuyor anacım. Benim de bu süreçte kazık gibi durmam olmaz bir şeyler yapmam lazım. Önce yaşadığım ortamı temizledim. hem iş hem evde kullanmadığım gereksiz bir kısım eşyadan kurtuldum (hala var ama parça parça atıyorum, ilk başta atamadığınızı daha sonra kolayca atabiliyorsunuz). Biraz "Mutluluk Projesi" kitabındaki yolu izledim yani. İkinci olarak sporu bırakma kararımdan vazgeçtim. Neymiş bir yararını görmemişim! Sanki evde oturmamın çok yararını gördüm! Onun yerine kendimi sporda daha çok zorlamaya karar verdim makinelerin ayarlarını güçlendirip hızlandırı

Öylesine

Resim
Küçücüktüm ufacıktım yeni olan her şeye hevesliydim o zamanlar ve klasik bir 90 dönemi çocuğu olarak bir hatıra defterim vardı; sayfalarını özenle çevirdiğim kapağına bakmaya doyamadığım cicili bicili bir defter. Yazlıktayız o zamanlar sosyal medya yok tabi ama bizim sitenin havuz başı ortamı var, büyüklü küçüklü her yaştan arkadaş gruplarının , düşman gruplarının oluştuğu bir ortam. ben tabi en miniklerle takılıyorum ve kıyamadığım defterimi oradaki arkadaşlarıma yazdırıyorum, yazdırdıkça daha çok insana yazdırmak istiyorum ama bir yandan da kıyamıyorum en sevdiklerim yazsın istiyorum (çocukken bile saçma çelişkilerim vardı:). O sıralarda da ablamın da bir arkadaş grubu var bazıları beni çok sever bazıları gıcık olurdu( ben de onlara tabi) bu çok sevenlerden bir tanesine de defterimi yazdırdım. Açıkçası ne yazdı çok hatırlamıyorum ama altına yazdığı iki cümle benim o çocuk beynimi çok etkilemişti o zamanlar. "Sev seni seveni mısır sapı olsa bile Sevme seni sevmeyeni Mısır Ş

Kitap Hırsızı Markus Zusak

Resim
Aslında okumayacaktım çünkü beni çok üzeceğini ağlatacağını biliyordum ama dayanamadım sonunda bir gün kitapçı da arkadaşımı beklemek için oyalanırken kitabı aldım. Yazlığına gelene kadar da okumadım çünkü kesintisiz bir şekilde kitaba odaklanmak istedim. İşe gidip gelirken bunu yapmam zordu ve kitabı bölük pörçük okuyunca etkisini kaybediyor bence.